Tarımda rekabet gücünü artırmak isteyen Türkiye, alternatif enerji kullanan tarım projelerine mali destek veriyor. Güneş, rüzgâr, jeotermal gibi enerji türleriyle yapılacak tarım yatırımlarında, proje tutarının yarısına kadar hibe sağlanırken, 500 kilovata (kW) kadar lisanssız elektrik üretimi uygulamasının da sektöre avantaj getirmesi gelmesi bekleniyor.
ALTERNATİF enerjiye verilen desteklere bir yenisi daha eklendi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, açıkladığı destek programında tarıma dayalı yatırımlarda alternatif enerji kullanılırsa tüzel kişilere 300 bin, gerçek kişilere de 75 bin liraya kadar hibe desteği sağlayacağını duyurdu. Tarımsal ürünlerin işlenme tesisinden, depolanmaya kadar farklı projeleri kapsayan bu destekle, yürürlükte olan lisanssız elektrik yönetmeliğinin beraber uygulamasının yatırımcıya ciddi avantaj getirmesi bekleniyor.
300 bin lira
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı kapsamında “Alternatif enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımına yönelik yatırımlar ve tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgâr enerjisi üretim tesislerine” hibe desteği verilecek. Tüzel kişilerde 600 bin liraya kadar proje tutarının yüzde 50’si, gerçek kişilerde ise 150 bin liraya kadar proje tutarının yüzde 50’si kadar hibe verilecek. Sektör yetkilileri, “Mart ayında değiştirilen yasayla, 500 kilovata (kW) kadar elektriği lisans alma zorunluluğu olmadan üretip, satabilme uygulaması sektöre ciddi fayda sağlayacak. Böylece alternatif enerjiyle tesis kuranlar, hibe almanın yanısıra, elektrik maliyetlerinde de önemli bir avantaj elde etmiş olacak” diye konuştu.
Amorti süresi yarıya iniyor
Güneş enerjisiyle ilgili bir yatırımın bugün geri dönüş süresinin 7–8 yıl olduğu belirtilirken, devlet desteği sayesinde bu sürenin yarısına indiğini kaydediliyor. Uzmanlar, “Örneğin domates üreticisisiniz. Domatesi, domates salçasına çevireceğiniz tesisi güneş enerjisiyle çalışacak şekilde kurarsanız bu hibeden faydalanabiliyorsunuz” dedi. Tarımdaki en büyük maliyetin elektrik ve gübre olduğu belirtiliyor. Elektrik maliyetleri çözüldüğünde, geriye gübrenin kaldığını vurgulayan bir yetkili, “Tarım yatırımcısı, kendi elektriğini kendi üretmenin yanısıra, fazlasını devlete satabilecek. Belki 1 liraya sattığı ürünü yine 1 liradan satacak ancak karlılığı artmış olacak. Yatırımdan üç-dört yıl sonra TEDAŞ’a para ödemiyorsunuz ve 10 yıl boyunca devletten para almaya devam ediyorsunuz. Ortalama 7–8 yıl olan amorti sürecinin, hibe desteğiyle 3-4 yıla düşecek olması da başlı başına büyük bir avantaj. Eskiden pahalı gelen yatırım daha rahat yapılabilecek” dedi.
100 kW’lık tesiste 50 bin TL’lik faturaya paydos
BU konuda danışmanlık veren Özkan Helvacıoğlu, 100 kW kurulu güce sahip bir tesisin yıllık yaklaşık 50 bin 400 lira faturası olduğunu belirterek, “Bu elektriği güneşten elde etmek isterse, kuracağı 100 kW’lik bir güneş tesisi için ödeyeceği rakam 350 bin lira civarında. Yedi yılda kendini amorti eden ve 25 yıl ömrü olan bir yatırım. Hibeyle baktığınızda amorti süresi üç buçuk yıla düşüyor” diye konuştu. Şimdiden en az 30 firmanın bu konuda danışmanlık hizmeti almak için kendilerine başvurduğunu söyleyen Helvacıoğlu, “Genelde rüzgâr ve güneş enerjisiyle kurulacak paketleme tesisleri, soğuk hava depoları ve işleme tesisleri için talep var” diye konuştu.
Tarımda rekabet avantajı
BÖYLE bir desteğin çevre açısından da önemli olduğunu kaydeden sektör temsilcileri, “Karbon salınımı konuları çok önemli. Tarımsal tesislerde atıklar çevreye ciddi zararlar verebiliyor. Türkiye’de de yurtdışıyla rekabete açık bir tarım politikası oluşturmak isteniyor. Girdi maliyetleri ne kadar düşürülürse, rekabet avantajımız o kadar fazla olur” diye konuştu.
Kaynak: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ ... d=21416851